Geçenlerde Stephen Glenn’den ünlü bir araştırmacı bilim adamı hakkında bir öykü dinledim.Bu bilim adamının tıp konusunda yeni ve çok önemli buluşları olmuştu.Bir gazete muhabiri röportaj yaparken kendisine,ortalama bir insandan nasıl olup da farklı ve yaratıcı bir insan olduğunu sormuş.Kendisini diğerlerinden ayıran özelllik neymiş ?
Bilim adamı bu soruyu “iki yaşındayken annemin yaşattığı deneyim nedeniyle” diye yanıtlamış.Bilim adamı buz dolabından süt şisesini çıkartmaya çalışırken,şise elinden kayıp yere düşmüş ve ortalık süt gölüne dönmüş.
Annesi mutfağa geldiğinde,ona bağırmak,söylenmek ya da onu cezalandırmak yerine : “Robert,ne kadar güzel bir hata yaptın !Daha önce bu kadar güzel bir süt gölü görmemiştim. Evet,olan olmuş.Şimdi birlikte burayı temizlemeden önce biraz yerde süt oynamak ister misin ?” demiş.O da eğilip oynamış yere dökülen sütle.Birkaç dakika sonra annesi “Robert ,bu tür bir şey yaptığında, bunu senin temizlemen ve her şeyi eski haline getirmen gerektiğini biliyor musun ? Bunu nasıl yapmak istersin ? Bir sünger mi kullanalım,yoksa bir havlu ya da bez mi ? Hangisini istersin? ” demiş.Robert süngeri seçmiş ve yere dökülen sütü temizlemişler.
Daha sonra annesi “Biliyor musun, burada yaşadığımız olay senin iki minik elinle bir süt şisesini taşıyamadığın kötü bir deneyimdi.Şimdi arka bahçeye çıkalım ve şiseyi suyla doldurup,senin dolu bir şiseyi düşürmeden taşımanı sağlayalım” demiş. Küçük çocuk şişeyi boğazından iki eliyle tutarsa,düşürmeden taşıyabileceğini öğrenmiş.Yapılan hataların yeni birşeyler öğrenmek için güzel fırsatlar olduğunu anlamış.İşte bilimsel araştırmalardaki deneyler de bu temele dayanır zaten.
Bir deney başarısız olsa bile, o deneyden çok değerli bilgiler elde edilir.
Jack Canfield